Yüze Yağ Enjeksiyonu : Yaşla birlikte yüzümüzde meydana gelen hacim kaybı, cildin elastikiyetini ve canlılığını yitirmesine neden olur. Elmacık kemiklerinin belirginliğini kaybetmesi, göz altı çöküklüğü, dudak çevresindeki sarkmalar ve genel hacim azalması, kişinin daha yorgun ve yaşlı görünmesine yol açar. Estetik cerrahide bu sorunlara karşı uzun yıllardır kullanılan ve son yıllarda doğal sonuçları nedeniyle popülaritesi artan yöntemlerden biri yüze yağ enjeksiyonudur.
İstanbul’da kendi kliniğinde hizmet veren KBB Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen, yüze yağ enjeksiyonu uygulamalarında hastanın kendi dokusunu kullanarak, hem gençleşme hem de cilt kalitesinde iyileşme sağlayan etkili sonuçlar elde etmektedir.
Bu içerikte yüze yağ enjeksiyonu nedir, nasıl yapılır, kimler için uygundur, işlem sonrası iyileşme süreci nasıldır, olası riskler ve en sık sorulan sorular gibi başlıkları ayrıntılı şekilde ele alacağız.
Yüze Yağ Enjeksiyonu Nedir?
Yüze yağ enjeksiyonu (yağ grefti transferi), vücudun bir bölgesinden (genellikle karın, bel veya uyluk gibi alanlardan) alınan yağ dokusunun özel işlemlerle saflaştırıldıktan sonra yüzün hacim kaybı yaşayan bölgelerine enjekte edilmesi işlemidir.
Bu yöntem, sentetik dolgu maddelerinin aksine tamamen doğal bir yaklaşım sunar. Hem doku uyumu yüksektir hem de kalıcılığı daha uzun sürebilir. Yağ dokusu sadece hacim kazandırmakla kalmaz, içerdiği kök hücreler sayesinde cilt kalitesini de artırabilir.
Uygulama alanları şunlardır:
- Elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesi
- Göz altı çöküklüğünün giderilmesi
- Nazolabial (burun-ağız arası) çizgilerin yumuşatılması
- Yanak ve çene konturunun şekillendirilmesi
- Dudaklara hacim kazandırılması
- Alın ve şakak bölgelerinin dolgunlaştırılması
Prof. Dr. Ozan Seymen, yüzün estetik bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur ve yağ enjeksiyonlarını yalnızca hacim değil; oran ve oran dengesini de göz önünde bulundurarak planlar.
Yüze Yağ Enjeksiyonu Kimler İçin Uygundur?
Yüze yağ enjeksiyonu, ciltte sarkma yaşamadan önceki dönemde başlayan hacim kayıplarında veya yüz hatlarını daha belirgin hale getirmek isteyen bireylerde ideal sonuçlar verir.
İdeal adaylar şunlardır:
- Yüzde hacim kaybı yaşayan orta yaş ve üzeri bireyler
- Genetik olarak belirgin elmacık kemiği ya da çene yapısı olmayanlar
- Sentetik dolgu maddeleri yerine doğal dokularını tercih edenler
- Genel sağlık durumu iyi olan ve işlem için yeterli yağ dokusuna sahip olan kişiler
- Gerçekçi estetik beklentilere sahip bireyler
Prof. Dr. Ozan Seymen, her hastasının yüz yapısını detaylı analiz ederek, enjeksiyonun yapılacağı bölgeleri kişiye özel olarak belirler.
Yüze Yağ Enjeksiyonu Nasıl Yapılır?
Yüze yağ enjeksiyonu, genellikle lokal anestezi altında gerçekleştirilen, konforlu ve minimal invaziv bir işlemdir. İşlem 1 ila 2 saat arasında sürer ve hastanın durumuna göre aynı gün taburcu olunabilir. Uygulama üç temel aşamada gerçekleştirilir:
Yağ Alımı (Liposuction):
Yağ dokusu, karın, bel, basen veya uyluk gibi vücudun yağ oranı yüksek bölgelerinden ince kanüller yardımıyla alınır. Bu işlem sırasında alınan yağ, özel olarak travmaya neden olmayacak tekniklerle çekilerek canlılığı korunur.
Yağın Arındırılması ve Hazırlanması:
Alınan yağ, santrifüj (dönme), filtreleme veya yıkama yöntemleriyle saflaştırılır. Böylece kan, su, ölü hücre ve yağ dışında kalan partiküller ayrılır. İşleme yalnızca canlı, sağlıklı yağ hücreleri dahil edilir.
Yağ Enjeksiyonu:
Hazırlanan yağ, ince ve özel enjektörlerle yüzün önceden planlanan bölgelerine küçük miktarlarda, kat kat olacak şekilde dikkatli biçimde enjekte edilir. Bu teknik, yağın damarlarla daha kolay temas kurmasını ve uzun süre kalıcılığını artırmasını sağlar.
Prof. Dr. Ozan Seymen, bu işlemi büyük bir hassasiyetle gerçekleştirerek, yüzün doğal hatlarını koruyarak hacim kazandırmayı ve orantılı bir estetik görünüm elde etmeyi hedefler.
Yüze Yağ Enjeksiyonu Sonrası İyileşme Süreci
Yağ enjeksiyonu sonrası iyileşme süreci genellikle hızlı ve konforludur. Ancak her enjeksiyon işleminde olduğu gibi, burada da bazı geçici etkiler görülebilir:
Şişlik ve morarma: Enjeksiyon yapılan bölgelerde ödem oluşabilir. Bu durum genellikle 5-7 gün içinde azalır.
Doku hassasiyeti: Uygulama yapılan bölgelerde birkaç gün boyunca hassasiyet olabilir.
Yağın bir kısmının emilmesi: Enjekte edilen yağın %30 ila %50’si vücut tarafından emilir. Bu normal ve öngörülebilir bir süreçtir.
İşe dönüş: Hafif şişlik ve morluklar kamufle edilebildiği için hastalar genellikle 3-5 gün içinde sosyal yaşama dönebilir.
Sonuçların oturması: Yağ dokusunun yüzle tamamen bütünleşmesi ve nihai sonucun ortaya çıkması ortalama 3 ayı bulabilir.
Prof. Dr. Ozan Seymen, hastalarının iyileşme sürecini detaylı takip eder, gerekirse ikinci seans planlayarak hacim eksikliklerini doğal bir biçimde tamamlar.
Yüze Yağ Enjeksiyonu Riskleri ve Komplikasyonları
Yüze yağ enjeksiyonu, hastanın kendi dokusunun kullanılması nedeniyle genellikle güvenli bir işlemdir. Ancak her cerrahi uygulamada olduğu gibi, burada da bazı potansiyel riskler mevcuttur:
Asimetri: Farklı bölgelerde yağın farklı oranlarda tutunması sonucu hafif asimetriler gelişebilir.
Enfeksiyon: Nadir görülen bir durumdur ve uygun antibiyotiklerle önlenebilir.
Kist oluşumu: Enjekte edilen yağın bir kısmı çevre dokudan izole kalarak küçük kistler oluşturabilir.
Yetersiz hacim kalıcılığı: Yağın bir kısmının emilmesi sonrası beklenenden daha az dolgunluk kalabilir. Bu durum ek enjeksiyonlarla düzeltilebilir.
Prof. Dr. Ozan Seymen, yağ enjeksiyonunda katmanlı ve homojen enjeksiyon tekniklerini uygulayarak hem hacim tutuculuğunu artırır hem de komplikasyon risklerini minimize eder.
Yüze yağ enjeksiyonu kalıcı mı?
Enjekte edilen yağın kalıcılığı kişiden kişiye değişse de, ilk üç ay içinde emilmeyen yağ hücreleri ömür boyu kalıcıdır. Uygulamanın %50’si kalıcı kabul edilir.
İşlem sonrası doğal görünür mü?
Evet. Doğru hasta seçimi ve deneyimli cerrah tarafından yapılan uygulamalarda sonuçlar oldukça doğal görünür. Abartılı ya da yapay bir ifade oluşmaz.
Tek seans yeterli olur mu?
Birçok hasta için tek seans yeterlidir. Ancak bazı durumlarda ikinci bir seans gerekebilir.
Vücudumda yeterli yağ yoksa uygulanabilir mi?
Evet. Genellikle çok az miktarda yağ gerekir. Zayıf bireylerde bile uygun bölgelerden yağ alınabilir.
Yağ enjeksiyonu dolguya göre daha mı iyi?
Her ikisinin de avantajları vardır. Yağ enjeksiyonu doğal, uzun ömürlü ve kök hücre içeriği sayesinde cilt kalitesini artırıcı etkiye sahiptir.
Yüze yağ enjeksiyonu, yüz estetiğinde hem hacim kazandırmak hem de cilt kalitesini iyileştirmek amacıyla güvenle uygulanan, doğal ve etkili bir yöntemdir. Hastanın kendi dokusunun kullanılması sayesinde herhangi bir yabancı madde riski taşımaz ve uzun ömürlü sonuçlar sunar. Yüzün estetik hatlarını yeniden şekillendirmek, yaşlanma belirtilerini hafifletmek ve genç, canlı bir ifade elde etmek isteyen bireyler için ideal bir seçenektir.
İstanbul’da kendi kliniğinde hizmet veren KBB Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen, yüze yağ enjeksiyonu işlemlerinde bilimsel ve estetik yaklaşımı birleştirerek, her hastasına özgü, doğal ve dengeli çözümler sunmaktadır.
Eğer siz de yüzünüzdeki hacim kayıplarından şikayetçiyseniz ya da daha canlı bir görünüm kazanmak istiyorsanız, Prof. Dr. Ozan Seymen ile iletişime geçerek detaylı bir muayene ve değerlendirme planı oluşturabilirsiniz.