Burun Kanseri Tedavisi : Burun, solunum sisteminin giriş kapısı olmasının ötesinde; ses, koku alma, tat alma ve yüz estetiğinde de kritik bir rol oynar. Ancak bu kompleks yapının içinde gelişen malign tümörler, yani burun kanseri, hem lokal hem de sistemik etkileriyle hastaların yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Burun kanseri nadir görülmesine rağmen, anatomik konumunun zorlukları nedeniyle tanısı gecikebilir ve bu da tedavi sürecini karmaşıklaştırabilir.
Modern tıbbın sunduğu cerrahi, radyoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik tedavi yaklaşımları sayesinde günümüzde burun kanseri tedavisinde oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir. İstanbul’da kendi kliniğinde hizmet veren KBB Uzmanı Prof. Dr. Ozan Seymen, burun kanserinin erken tanı ve etkili tedavi sürecinde hastalarına multidisipliner ve bireyselleştirilmiş çözümler sunmaktadır.
Burun Kanseri Nedir?
Burun kanseri, burun boşluğunun iç yüzeyini kaplayan mukoza tabakasından kaynaklanan malign tümörleri ifade eder. Bu kanserler, genellikle paranazal sinüs kanserleri ile birlikte değerlendirilir. En sık rastlanan tipi skuamöz hücreli karsinomdur. Bunun dışında adenokarsinom, adenoid kistik karsinom, malign melanom ve esthesioneuroblastom gibi daha nadir alt tipler de mevcuttur.
Burun kanseri, genellikle burun içi dokularda başlayarak çevre dokulara yayılır. Erken dönemde tanı konulması zor olduğundan, hastalık genellikle ileri evrelerde tespit edilir. Bu nedenle yüksek riskli grupların dikkatli izlenmesi, şüpheli semptomların zamanında değerlendirilmesi son derece önemlidir.
Burun Kanseri Neden Olur? Risk Faktörleri Nelerdir?
Burun kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de, bazı çevresel ve yaşam tarzı faktörleri hastalığın gelişiminde etkili olabilir. Bu risk faktörleri şunlardır:
Ağaç ve deri tozu maruziyeti: Özellikle marangoz, ayakkabıcı ve mobilya işçiliği yapanlarda adenokarsinom riski artar.
Kimyasal madde maruziyeti: Nikel, krom, formaldehit gibi maddelerle uzun süre çalışanlarda kanser gelişme olasılığı yüksektir.
Sigara kullanımı: Başta skuamöz hücreli karsinom olmak üzere tüm baş-boyun kanserlerinin oluşumunda temel risk faktörüdür.
Kronik burun enfeksiyonları ve sinüzit: Sürekli iltihabi durumlar mukozal değişimlere neden olabilir.
Genetik yatkınlık: Aile öyküsü olan bireylerde kanser gelişme riski daha yüksektir.
HPV ve EBV gibi viral enfeksiyonlar: Bazı alt tiplerle ilişkisi kurulmuştur.
Prof. Dr. Ozan Seymen, özellikle risk grubundaki bireylerin düzenli KBB muayenesinden geçmesini ve uzun süredir geçmeyen semptomların ciddiye alınmasını önermektedir.
Burun Kanseri Belirtileri Nelerdir?
Burun kanseri belirtileri genellikle hafif ve sinsidir. Bu nedenle çoğu zaman rinit ya da sinüzit gibi basit rahatsızlıklarla karıştırılır. Aşağıdaki belirtiler, özellikle tek taraflı ve uzun süreli olduğunda dikkatle değerlendirilmelidir:
- Tek taraflı burun tıkanıklığı
- Kanlı ya da kötü kokulu burun akıntısı
- Burun içinde şişlik ya da kitle hissi
- Yüzde ağrı, şişlik veya uyuşukluk
- Gözde sulanma, görme bozuklukları veya göz küresinde itilme
- Diş ağrısı, diş kaybı ya da üst damağın sarkması
- Boyunda lenf bezi şişliği
- Koku alma duyusunda azalma
Bu semptomlardan biri ya da birkaçı mevcutsa, mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanı tarafından detaylı değerlendirme yapılmalıdır.
Burun Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?
Burun kanseri tanısı, klinik değerlendirme, endoskopik muayene ve ileri görüntüleme yöntemlerinin eş zamanlı kullanımıyla konulur. Tanı süreci genellikle şu adımları içerir:
Endoskopik burun muayenesi: Endoskopla burun boşluğunun içi detaylı şekilde incelenir.
Bilgisayarlı Tomografi (BT): Kemik yapıların değerlendirilmesi açısından önemlidir.
Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG): Yumuşak doku tutulumunu ve sinir-yayılım yollarını gösterir.
Biyopsi: Şüpheli bölgeden alınan doku örneği patolojik olarak incelenerek kesin tanı konur.
PET-CT: Metastaz varlığını araştırmak ve evreleme yapmak için kullanılır.
Prof. Dr. Ozan Seymen, hem tanı hem evreleme sürecini titizlikle yürüterek tedavi planlamasını en doğru şekilde oluşturur.
Burun Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?
Burun kanseri tedavisinde amaç; tümörün tamamen ortadan kaldırılması, hastalığın yayılmasının durdurulması ve fonksiyonel yapıların korunmasıdır. Uygulanacak tedavi, hastalığın tipi, evresi ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak belirlenir.
Cerrahi Tedavi
Burun kanserinde cerrahi genellikle birincil tedavi yöntemidir. Endoskopik ya da açık tekniklerle tümörün çıkarılması hedeflenir. Uygulama kapsamı şunları içerebilir:
- Tümör dokusunun geniş sınırlarla çıkarılması
- Gerekiyorsa çevre dokuların (kemik, septum, yumuşak doku) alınması
- Burun ve yüz bölgesinde estetik ve fonksiyonel rekonstrüksiyon
Prof. Dr. Ozan Seymen, cerrahiyi hem onkolojik başarıyı hem de estetik-mimiksel uyumu gözeterek planlar.
Radyoterapi
Radyoterapi, genellikle cerrahi sonrasında adjuvan olarak veya cerrahiye uygun olmayan durumlarda tek başına uygulanabilir. Modern teknikler sayesinde hedeflenen tümör alanı yüksek doz ışınla tedavi edilirken sağlıklı dokular korunur.
Kemoterapi
İlerlemiş evrelerde, lokal invazyon ya da metastaz riski olan vakalarda sistemik kemoterapi uygulanır. Kemoterapi, radyoterapi ile birlikte (konkomitan) ya da cerrahi öncesi (neoadjuvan) olarak kullanılabilir.
Hedefe Yönelik Tedaviler ve İmmünoterapi
Son yıllarda geliştirilen moleküler hedefli ilaçlar ve immünoterapiler, özellikle tedaviye dirençli vakalarda yeni umutlar sunmaktadır. Tümörün genetik yapısına göre seçilen bu tedaviler, bağışıklık sistemini harekete geçirerek kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olur.
Tedavi Sonrası İzlem ve Takip
Burun kanseri tedavisi tamamlandıktan sonra hastalar düzenli aralıklarla takip edilmelidir. İlk 2 yıl içinde en az 3-6 ayda bir kontrol önerilir. Bu kontrollerde endoskopik muayene, görüntüleme testleri ve gerekirse biyopsi tekrarlanabilir. Aynı zamanda:
- Estetik cerrahi gerekebilir
- Koku alma, konuşma ya da çiğneme fonksiyonlarında rehabilitasyon süreci başlatılabilir
- Psikolojik destek ve beslenme danışmanlığı önerilebilir
Prof. Dr. Ozan Seymen, tedavi sonrası dönemde de hastalarının her adımında yanında olarak iyileşme sürecini yakından takip eder.
Erken Teşhisin Önemi
Burun kanseri, erken evrede tanındığında %80’in üzerinde tedavi başarısı sağlanabilir. Ancak gecikmiş olgularda bu oran dramatik şekilde düşmektedir. Özellikle yukarıda sayılan belirtilerin tek taraflı ve 3 haftadan uzun süredir devam ettiği durumlarda erken başvuru hayati öneme sahiptir.
Burun kanseri tedavisi, multidisipliner iş birliği, doğru tanı, zamanında müdahale ve hastaya özel planlama ile yüksek başarı oranlarına ulaşılabilen bir süreçtir. Cerrahi, radyoterapi ve sistemik tedavilerin akıllıca kombinasyonu sayesinde hastalar hem yaşam süresi açısından hem de estetik-fonksiyonel yönden tatmin edici sonuçlar elde edebilmektedir.
İstanbul’da kendi kliniğinde hizmet veren Prof. Dr. Ozan Seymen, burun kanseri tedavisinde modern tıbbın tüm olanaklarını kişiye özel bir yaklaşımla birleştirerek, hastalarının yaşam mücadelesine bilimsel ve insani temelli katkı sağlamaktadır. Eğer siz ya da yakınınızda burun bölgesinde inatçı semptomlar varsa, geç kalmadan uzman bir değerlendirme almak için adım atmanız, sağlığınız adına en doğru kararlardan biri olabilir.